top of page
SALT WATER, 2019

İşte o zaman fark ettim, renkleri düzeltmek için bir projede onlara ihtiyacım olduğu zaman; dia pozitifler (slaytlar, transparanlar) kayıptı. Normalde ve bildiğim kadarıyla dış yüzeyi sert olan o bilindik siyah çantada olmalıydı. Nadiren kullandığınız bir nesneyle uzun süre yaşarsanız, ona alışır ve genellikle onun yerini garantilediğinizi zannedersiniz. Onlar da öyle kaybolmuş olmalılar, büyük ihtimalle son taşınmamız sırasında. Genellikle oldukça disiplinli, dikkatli ve takıntılı derecede düzenliyim ve genellikle hiçbir şey kaybetmem.

Ancak gerçek şu ki, gitmişlerdi... Fotoğraflar, ben dört ile on beş yaşları arasındayken çoğunlukla babam tarafından çekilen, çocukluğumdaki yaz maceralarımızın anılarıydı. O zamanlar, kamera ulaşılmaz ve dokunulmaz bir nesneydi ve sadece babaların ayrıcalığıydı. Benim babam da özenle birkaç kare çektikten sonra kamerayı kılıfına koyardı. Fotoğraflar günümüzde her anın dijital olarak belgelenmesinin aksine nadiren çekilirdi, çoğunlukla da yaz tatillerinde – en azından Türkiye'de.

saltwater_small_66.jpg
saltwater_small_67.jpg
saltwater_small_23.jpg

Hala hatırlıyorum, tatilden döndükten sonra heyecanla transparanları Agfa veya Kodak'a gönderirdik. Slidelerin gelmesi yaklaşık bir ay sürerdi ve o gün evde bir minik bir festival havası olurdu. Annemin hazırladığı çay ve kek eşliğinde hep birlikte duvara yansıyan o anları tekrar yaşardık. Bir çocuğun gözünde, her şey sihirli gibi görünürdü.

BA_SaltWater_V04 small w_covers-silim14.jpg
saltwater_small_28.jpg
saltwater_small_33.jpg
BA_SaltWater_V04 small w_covers-silim15.jpg
saltwater_small_38.jpg

Bu transparanları kaybetmek, çocukluğumun bir parçasını da kaybetmek gibiydi. İşte böylece bu proje doğdu - 1970'lerdeki çocukluk anılarımı, ailem dışında farklı kişilerle, farklı bir çevreyle ve günümüz yaz tatillerinin kendine özgü alışkanlıkları, davranışları ve jestleriyle yakalamak için bir çaba. Bu, kahramanları olan büyük bir proje değil, sadece çocukluğumu yakalamaya yönelik alçakgönüllü bir deneme. Fotoğrafları bir film gibi kurguluyorum, kendimin şezlongda uzandığını hayal ediyor, sahneleri izliyorum, hatta tatil günleri sonsuz gibi geldiğinde biraz sıkılarak.

Benim için bu çevre veya insanlarla ilgili değil, duyguların peşindeyim. ,

 

Ve bu uğraşta, sevgiyle hatırladığım çocukluğumun özünü yeniden keşfetmeye çok yaklaştığımı hissediyorum.
 

- Bahadır Aksan

bottom of page